Vergi Hukuku

Özel Usulsüzlük Nedir? (Vergi) Özel Usulsüzlük Cezası 2025

Özel Usulsüzlük ve Cezası - haddievite.info

Özel usulsüzlük, Vergi Usul Kanunu kapsamında, vergiye ilişkin beyan, belge düzeni, kayıt ve bildirim yükümlülüklerine usule aykırı davranılması halinde uygulanan idari yaptırımdır. 2025 yılı açısından Özel Usulsüzlük Cezası 2025; fatura ve benzeri belgelerin düzenlenmemesi/alınmaması, e-belge ve e-defter yükümlülüklerinin ihlali, ödeme kaydedici cihaz belgelerindeki eksiklikler, vergi levhası ve defter–kayıt ibraz etmeme gibi tipik ihlallerde caydırıcılık sağlamak ve vergiye uyumu artırmak amacıyla uygulanır. Ceza, ihlalin niteliğine, ağırlığına, tekrarına ve vergi ziyaıyla bağlantısına göre farklılaşır; bazı durumlarda uzlaşma, indirim ve yargı yoluna başvuru seçenekleri mümkündür. Bu yazıda, “Özel Usulsüzlük Nedir?” sorusunu temel alarak özel usulsüzlük cezasının kapsamı, uygulama şartları, 2025 yılına ilişkin güncel çerçeve, indirim–uzlaşma imkânları, itiraz–iptal davası yolları, tekerrür ve zamanaşımı başlıklarını ayrıntılı biçimde ele alacağız.

Özel Usulsüzlük Cezası Nedir?

Özel usulsüzlük cezası, vergi mevzuatında öngörülen usul ve şekil kurallarına aykırı hareket eden mükellefler veya vergi sorumluları hakkında uygulanan idari nitelikte bir yaptırımdır. Vergiye tabi olan herkesin, kanunda belirtilen beyan, bildirim ve belge düzenleme yükümlülüklerine uygun davranması gerekir.

Bu kurallara uymayan;

  • Beyannameyi süresinde vermeyen,
  • Eksik ya da yanıltıcı beyanda bulunan,
  • Fatura, fiş, makbuz gibi belgeleri düzenlemeyen,
  • Gerçeğe aykırı belge kullanan,
  • Defter ve kayıtlarını ibraz etmeyen kişiler hakkında özel usulsüzlük cezası kesilir.

Bu cezalar, vergi dairesi tarafından yapılan incelemeler sonucunda belirlenir ve usulsüzlüğün ağırlığına göre farklı miktarlarda uygulanır. Örneğin, sahte belge kullanımı ya da e-belge yükümlülüklerinin ihlali, daha ağır özel usulsüzlük cezalarını doğurabilir.

Ayrıca, özel usulsüzlük cezası tek başına uygulanabileceği gibi, usulsüzlük nedeniyle vergi ziyaına yol açılmışsa, buna ek olarak vergi ziyaı cezası da kesilebilir. Bu nedenle, mükellefler için özel usulsüzlük cezası yalnızca mali bir yük değil, aynı zamanda ciddi bir hukuki süreç de doğurabilir.

Özel Usulsüzlük Cezasının Kanuni Düzenlemesi

Özel usulsüzlük cezaları, başta Vergi Usul Kanunu (VUK) olmak üzere ilgili mevzuatta düzenlenmiştir. Vergi hukukunda bu cezalar, mükelleflerin ve vergi sorumlularının beyan, bildirim, belge düzeni ve kayıt tutma gibi yükümlülüklerini zamanında ve doğru şekilde yerine getirmelerini sağlamak amacıyla öngörülmüştür.

VUK’un ilgili hükümlerinde, özel usulsüzlük cezalarının uygulanacağı durumlar ayrıntılı şekilde belirtilmiştir. Bunlar arasında:

  • Beyannamelerin süresinde verilmemesi,
  • Yanıltıcı veya eksik beyanda bulunulması,
  • Fatura, makbuz, gider pusulası gibi belgelerin düzenlenmemesi veya gerçeğe aykırı düzenlenmesi,
  • Vergi levhasının bulundurulmaması veya asmama,
  • E-belge düzenleme ve iletme yükümlülüklerinin ihlali,
  • Defter ve kayıtların ibraz edilmemesi gibi durumlar yer alır.

Özel usulsüzlük cezalarının tutarları, ihlalin türüne, ağırlığına, tekrar edilip edilmediğine ve vergi ziyaına sebebiyet verip vermediğine göre değişiklik gösterir. Ayrıca 2025 yılı için Hazine ve Maliye Bakanlığı, ekonomik koşullar ve yeniden değerleme oranları doğrultusunda bu ceza miktarlarını güncellemektedir.

Kanun, mükelleflere itiraz, indirim ve uzlaşma yolları da tanımıştır. Bu yönüyle özel usulsüzlük cezaları yalnızca caydırıcı bir yaptırım değil, aynı zamanda vergiye uyumun artırılmasını hedefleyen bir düzenleme olarak karşımıza çıkmaktadır.

Özel Usulsüzlük Cezasını Gerektiren Durumlar

Özel usulsüzlük cezaları, vergi mevzuatına aykırı davranışların tespiti halinde uygulanır ve mükelleflerin belge düzeni, beyan yükümlülükleri ve kayıt düzenine uygun hareket etmelerini sağlamayı amaçlar. Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesi, özel usulsüzlük cezasının uygulanacağı durumları ayrıntılı olarak saymıştır. Bu durumlardan bazıları şunlardır:

  • Belge düzenleme ihlalleri: Fatura, gider pusulası, serbest meslek makbuzu gibi belgelerin hiç düzenlenmemesi, alınmaması veya gerçek meblağa aykırı şekilde düzenlenmesi.
  • Ödeme kaydedici cihaz ihlalleri: Yazar kasa fişi, perakende satış fişi, giriş bileti, yolcu bileti gibi belgelerin düzenlenmemesi ya da usule aykırı düzenlenmesi.
  • Vergi levhası ve defter ihlalleri: Vergi levhasını bulundurmayan veya asmayan, defter ve kayıtlarını vergi idaresine ibraz etmeyen mükellefler.
  • Elektronik belge yükümlülükleri: E-fatura, e-arşiv fatura, e-defter gibi elektronik belge düzenleme zorunluluğunu yerine getirmeyenler.
  • Muhasebe standartlarına aykırılık: Tek Düzen Hesap Planı’na uymayan kayıt düzeni veya muhasebe standartlarının ihlali.
  • Matbaacılara ilişkin yükümlülükler: Belge basımıyla ilgili bildirim görevini yerine getirmeyen veya hatalı bildirimde bulunan matbaa işletmeleri.
  • Tahsilat ve ödeme yükümlülükleri: Banka veya finans kurumları aracılığıyla yapılması zorunlu olan ödeme ve tahsilatların bu kurumlar dışında yapılması.
  • Damga vergisi ihlali: Damga vergisi ödenmeden veya eksik ödenerek işlem yapılması.
  • Bilgi verme yükümlülüğünün ihlali: Vergi dairesi veya Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bilgi verme görevini yerine getirmeyen mükellefler.

Bu durumlar, mükelleflerin vergi mevzuatına uyumlu hareket etmelerini sağlamak ve vergi kaybını önlemek için caydırıcı bir yaptırım niteliği taşır. Özellikle 2025 yılında elektronik belge ve kayıt sistemlerine ilişkin yükümlülüklerin artmasıyla birlikte, bu alandaki ihlallerin daha sık denetlendiği görülmektedir.

Özel Usulsüzlük Cezasında İndirim

Özel usulsüzlük cezalarında indirim, vergi mevzuatında mükelleflere tanınan bir kolaylık olup, belirli şartlar yerine getirildiğinde cezanın bir kısmının silinmesini sağlar. Bu uygulama, hem mükelleflerin cezaları daha kolay ödemelerine imkân tanır hem de idarenin alacağının kısa sürede tahsil edilmesine katkı sunar.

İndirimden yararlanabilmek için temel koşullar şunlardır:

  • Vergi dairesi tarafından düzenlenen özel usulsüzlük cezası ihbarnamesinin tebliğinden itibaren 30 gün içinde başvuru yapılması,
  • Cezanın tamamının veya indirimli tutarının vadesinde ödeneceğinin taahhüt edilmesi,
  • Gerekirse ödeme için teminat gösterilmesi.

Bu şartlar sağlandığında, kesilen cezanın yarısı oranında indirim uygulanır. Örneğin, 20.000 TL tutarında özel usulsüzlük cezası kesilmişse, indirimden yararlanıldığında bu tutar 10.000 TL’ye düşebilir.

Ayrıca, uzlaşma yoluyla da ceza miktarında indirim yapılabilir. Uzlaşma sonucunda belirlenen ceza, mükellef tarafından kabul edilip süresinde ödenirse, mükellef daha düşük bir yükümlülükle karşılaşır.

Sonuç olarak, özel usulsüzlük cezalarında indirim, mükelleflerin mali yükünü azaltan ve ödemeyi kolaylaştıran önemli bir mekanizmadır. Ancak bu imkândan faydalanmak için sürelerin dikkatle takip edilmesi ve zamanında başvuru yapılması gerekir.

Özel Usulsüzlük Cezasında Uzlaşma

Özel usulsüzlük cezalarında uzlaşma, mükellef ile vergi idaresi arasında yapılan ve ceza miktarının belirli bir kısmının indirilmesini sağlayan bir idari çözüm yoludur. Bu süreç, mükelleflerin cezaları daha düşük miktarla ödeme imkânı bulmalarını ve uyuşmazlıkların dava yoluna gitmeden çözümlenmesini amaçlar.

Mükellefler, ceza ihbarnamesinin tebliğinden itibaren 30 gün içinde ilgili vergi dairesine başvurarak uzlaşma talebinde bulunabilir. Uzlaşma başvurusu yazılı olarak yapılır ve başvuruda; mükellefin kimlik bilgileri, vergi numarası, ceza konusu ve uzlaşma talebine dair açıklamalar yer alır.

Uzlaşma görüşmeleri sonucunda taraflar arasında anlaşma sağlanırsa, uzlaşma tutanağı düzenlenir. Bu tutanak, kesin nitelik taşır ve üzerinde anlaşılan ceza miktarına karşı artık dava açılamaz. Genellikle uzlaşma sonucunda cezanın %25’e varan kısmı indirilir ve mükellef, kalan tutarı belirlenen süre içinde ödemekle yükümlü olur.

Uzlaşma ile sağlanan avantajlar şunlardır:

  • Ceza miktarının azalması,
  • Yargı sürecine girilmeden hızlı çözüm sağlanması,
  • Ek masraf ve zaman kaybının önlenmesi.

Sonuç olarak, özel usulsüzlük cezasında uzlaşma, mükellefler için mali yükü hafifleten önemli bir seçenek olup, özellikle dava yoluna gitmek istemeyenler için pratik bir çözüm sunmaktadır.

Özel Usulsüzlük Cezasına İtiraz ve İptal Davası

Özel usulsüzlük cezasına karşı itiraz ve iptal davası, mükelleflerin hukuki haklarını korumaları için önemli bir yoldur. Vergi dairesi tarafından kesilen ceza ihbarnamesi mükellefe tebliğ edildiğinde, bu cezaya karşı belirli süreler içinde idari başvuru veya yargı yoluna gidilebilir.

İtiraz ve dava yolları şu şekildedir:

  • Doğrudan iptal davası açma: Ceza ihbarnamesinin tebliğinden itibaren 30 gün içinde mükellef, vergi mahkemesinde iptal davası açabilir.
  • İdari başvuru sonrası dava: Usulsüzlük cezalarında yapılan hatalar için, mükellefler 5 yıl içinde vergi dairesine düzeltme başvurusu yapabilir. Ancak bu başvuru dava açma süresini durdurmaz, yalnızca sınırlı etkiler doğurur.
  • Uzlaşma sonrası dava: Mükellef, ceza ihbarnamesinin tebliğinden itibaren 30 gün içinde uzlaşma talep edebilir. Uzlaşma sağlanamazsa, vergi mahkemesinde iptal davası açma hakkı saklıdır.

Bu süreçte, dava açılması halinde cezanın tahsili yargılama sonuna kadar durur. Yani, vergi mahkemesi kararı kesinleşene kadar vergi dairesi cezayı tahsil edemez. Ayrıca, yürütmenin durdurulması kararı alınmasına gerek kalmadan bu süreç işletilir.

Sonuç olarak, özel usulsüzlük cezalarına karşı mükelleflerin itiraz ve iptal davası açma hakkı vardır. Sürelerin kaçırılmaması ve hak kaybı yaşanmaması için bu davaların vergi hukuku konusunda uzman avukatlar aracılığıyla takip edilmesi, mükellef lehine en sağlıklı yol olacaktır.

Özel Usulsüzlük Cezasında Tekerrür

Tekerrür, daha önce kesinleşmiş bir usulsüzlük cezasının ardından, belirli süre içinde aynı türde yeni bir usulsüzlük fiilinin işlenmesi durumudur. Vergi hukukunda da tekerrür hükümleri uygulanmakta olup, mükellefin aynı ihlali tekrar etmesi halinde ceza miktarı artırılmaktadır.

Tekerrürün uygulanabilmesi için bazı şartların gerçekleşmesi gerekir:

  • İlk cezanın kesinleşmiş olması gerekir (ödenmiş olması zorunlu değildir).
  • Önceki ve sonraki cezaların aynı türde olması gerekir. Yani her ikisi de usulsüzlük cezası olmalıdır.
  • Tekerrür süresi, ilk cezanın kesinleştiği tarihi izleyen günden itibaren iki yıl olarak belirlenmiştir. Bu süre içinde ikinci ihlalin gerçekleşmesi halinde tekerrür uygulanır.

Tekerrür hükümleri kapsamında, ikinci kez usulsüzlük yapan mükellefe kesilecek ceza, %25 oranında artırılır. Ancak bu artırım, ilk ceza tutarını aşamaz.

Örneğin; 2024 yılında kesinleşmiş 20.000 TL tutarında bir özel usulsüzlük cezası bulunan bir mükellef, 2025 yılında aynı türde bir ihlal gerçekleştirdiğinde, ikinci cezaya %25 artırım uygulanacaktır.

Sonuç olarak, özel usulsüzlük cezasında tekerrür, mükelleflerin aynı fiili tekrarlamalarını önlemek için getirilen caydırıcı bir mekanizmadır. Bu nedenle mükelleflerin, önceki cezalarının kesinleşmesinden sonraki iki yıllık sürede özellikle dikkatli olmaları büyük önem taşır.

Özel Usulsüzlük Cezasında Zamanaşımı

Özel usulsüzlük cezaları, Vergi Usul Kanunu’nda öngörülen süreler içinde kesilmediği takdirde zamanaşımına uğrar. Zamanaşımı, mükelleflerin süresiz olarak cezai yaptırımla karşılaşmasını engelleyen ve hukuki güvenliği sağlayan bir kurumdur.

Vergi hukukunda özel usulsüzlük cezalarında zamanaşımı süresi, usulsüzlüğün yapıldığı yılı takip eden yılın birinci gününden itibaren 5 yıldır. Yani 2020 yılında yapılan bir usulsüzlük için özel usulsüzlük cezası, en geç 2026 yılına kadar kesilebilir. Bu sürenin sonunda artık ceza uygulanamaz.

Zamanaşımı süresinin hesaplanmasında şu hususlar önemlidir:

  • Ceza ihbarnamesinin mükellefe tebliğ edilmesi, zamanaşımını keser.
  • Vergi ziyaı cezası ile özel usulsüzlük cezasının birleşmesi halinde, vergi ziyaı cezası için öngörülen süreler dikkate alınır.
  • Zamanaşımı süresi dolduktan sonra kesilen cezalar, hukuka aykırı olduğundan iptal edilir.

Sonuç olarak, özel usulsüzlük cezalarının beş yıllık zamanaşımı süresi içinde kesilmesi zorunludur. Bu süre geçtikten sonra kesilen cezalar için mükellefler, iptal davası açarak haklarını koruyabilirler.

Özel Usulsüzlük Cezasına İlişkin Emsal Yargı Kararları

Danıştay ve vergi mahkemeleri, özel usulsüzlük cezalarına ilişkin birçok emsal karar vermiştir. Bu kararlar, cezaların uygulanma koşullarını ve hukuka uygunluk denetimini ortaya koyar. Özellikle Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesi, fatura ve benzeri belgelerin düzenlenmemesi veya alınmaması gibi durumlarda özel usulsüzlük cezası uygulanacağını açıkça düzenlemiştir.

Öne çıkan bazı hususlar şunlardır:

  • Danıştay kararlarında, belge düzenlenmediğinin açık şekilde tespit edilmesi halinde özel usulsüzlük cezası kesilebileceği belirtilmiştir.
  • Ancak sahte veya yanıltıcı belge kullanımı durumunda, eylemin niteliği özel usulsüzlük kapsamına girmiyorsa, ceza iptal edilebilmektedir.
  • Yargı kararlarında ayrıca, zamanaşımı süresi içinde ceza kesilmesinin zorunlu olduğu, aksi halde hukuka aykırılık nedeniyle iptal edileceği vurgulanmaktadır.
  • Kolluk incelemeleri veya vergi denetim raporlarıyla ortaya konulan usulsüzlüklerin, usule uygun delillerle desteklenmesi gerektiği de kararlarla pekiştirilmiştir.

Bu içtihatlar, mükelleflerin haklarını koruma noktasında yol gösterici niteliktedir. Özel usulsüzlük cezasına muhatap olan kişiler, emsal yargı kararlarına dayanarak itiraz ve iptal davası açabilirler. Böylece hukuka aykırı şekilde kesilen cezaların kaldırılması mümkündür.

Sonuç olarak, Yargı içtihatları, özel usulsüzlük cezalarının uygulanmasında hem mükellefler hem de idare açısından bağlayıcı ölçütler sunmakta; mükelleflerin adil yargılanma ve hukuki güvenlik haklarını korumaktadır.

355/1-1 ÖZEL USULSÜZLÜK CEZASI NEDİR?

Vergi mükellefleri ile vergi sorumluları arasında yaygın kullanılan adı ile 355/1-1 olarak bilinen özel usulsüzlük cezası nedir? 355/1-1 özel usulsüzlük cezası ile kastedilen; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) mükerrer 355. Maddesinin 1. Fıkrasının 1. Bendidir. Bahsi geçen VUK Md. 355/1-1 şu şekildedir: 

Bilgi vermekten çekinenler ile 107/A, mükerrer 242, 256, 257, mükerrer 257 inci madde ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 98/A maddesi hükmüne uymayanlar için ceza:

Mükerrer Madde 355 – 

Bu Kanunun 86,148,149,150, mükerrer 242, 256 ve 257’nci maddelerinde yer alan zorunluluklar ile mükerrer 257 inci maddesi ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 98/A maddesi uyarınca getirilen zorunluluklara uymayan (Kamu idare ve müesseselerinde bilgi verme görevini yerine getirmeyen yöneticiler dahil):

1. Birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabı hakkında 1.000 (11.800 TL) Türk lirası,Özel usulsüzlük cezası kesilir.

Burada düzenlenen vergi hukukuna ilişkin cezai müeyyide, özel usulsüzlük cezasının özel bir hali olarak nitelendirilebilir. Burada iki farklı meslek gurubu sayılmış olup bu meslek gurupları; birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbaplarıdır.

Birinci sınıf tüccar kavramı, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu (VUK) uyarınca bilanço esasına göre defter tutmak zorunda olan gurup olarak tanımlanabilir.

Serbest meslek erbapları ise 213 sayılı Vergi Usul Kanunu (VUK) uyarınca serbest meslek faaliyetini devamlı meslek olarak ifa eden kişiler olarak tanımlanabilirler.

İşte bahsi geçen ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) mükerrer 355. Maddesinin 1. Fıkrasının 1. Bendinde düzenlenen özel usulsüzlük cezası bu meslek guruplarını kapsamaktır.

3074 ÖZEL USULSÜZLÜK CEZASI NEDİR?

Vergi mükellefleri ile vergi sorumluları 3074 vergi kodu ile karşılaşmakta ve bunun ne olduğu hususunu merak etmektedir.

Ülkemizde yaklaşık olarak 414 vergi çeşidi ve bunların kodu bulunmaktadır. Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yayınlanan tüm kodları başkanlığın internet sitesi üzerinden tüm vergi mükellefleri ulaşabilir.

Yazımızın konusu ilgilendiren 3074 sayılı vergi kodu, özel usulsüzlük cezasını belirtmektedir. Buna göre 3074 sayılı vergi kodunu gören vatandaşlarımız 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353. Maddesi ile 355. Maddesi arasında düzenlenenmiş bir usulsüzlük tipini anlamalıdır. 

Vergi hukukunda özel usulsüzlük cezasının ne olduğuna dair yukarıda ayrıntılı bilgi verildiğinden dolayı tekrara düşmemek adına aynı huşulara burada değinilmeyecektir.

3074 sayılı vergi kodu ile muhatap olmak durumunda kalan tüm vatandaşlarımız yukarıda bahsettiğimiz hususlara bakarak konu hakkında bir bilgi, fikir sahibi olabilirler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir